"Yaş ayrımcılığı, gelecekteki benliğimize karşı önyargıdır ve Etik Kurallara Aykırıdır"
Araştırmalar, amaçlı bir yaşamın daha uzun bir yaşama yol açabileceğini gösteriyor.
İdol’um Mark Twain der ki: “Yaşam, genc yaşla ve onun ayrıcalıkları ve birikimleriyle başlamalı ve gençlik coskusu ile , bu avantajlardan muhteşem bir şekilde yararlanma kapasitesiyle sona ermelidir.”
Yaş ayrımcılığı, yaşlarına göre insanlara karşı önyargı ve klişeleri içeren sosyal bir yapıdır. Çeşitli şekillerde tezahür edebilir. Yaş ayrımcılığı etik değildir, zamanımız için ahlaki ve kişisel bir İkilemdir ve Yaş ayrımcılığı herkes için zararlıdır.
Yaşlandıkça, kendileri hakkında daha olumlu hisseden insanlar, yaş almanın onları istenmeyen ve alakasız hale getirdiğine ikna olanlardan farklı davranırlar. Araştırmalar, yaşlı benlikleri hakkında sağlıklı bir tutuma sahip olanların kendilerine daha iyi baktıklarını, aksiliklerden daha çabuk kurtulduklarını, hafıza testlerinde daha iyi sonuç aldıklarını ve hatta 7,5 yıla kadar daha uzun yaşadıklarını göstermiştir.
İleri yastaki yaşamla ilgili olumsuz görüş sadece yanlış değildir. Aynı zamanda tehlikelidir. "Yaşın düşüş, yaşın yük olduğu algısı her bireye zarar verir: bireyler, aileler, topluluklar ve toplum icin önemli bir duygudur".
İkigai yaşam tarzını duymuşunuzdur Japonyadaki. "Ölümsüzler Ülkesi" olarak bilinen Okinawalılar, başkalarına yardım etmek, iyi yemek yemek ve sevdiklerinizle birlikte olmak gibi hayatta bir amaca sahip olmaya inanırlar.
Araştırmalar, amaçlı bir yaşamın daha uzun bir yaşama yol açabileceğini gösteriyor.
Sonuçta yaş ile ilgili bir önyargı etik insan olmanin tam tersidir.
Düşünün yaşlanamamak ne demek... Yaşlanmak, bilhassa amacı olan, çalışma hayatına devam eden bir birey olmak, hayata katkıda bulunmak, büyük bir şans ve güzel bir kaderdir.
Hayatın devam etmesi insanoğluna verilen bir mucizedir!
Nedir bu yas takıntısı ve onlar için verdiğimiz isimler? 80 yasina kadar çalışanlar var dünyada. Tanımadığımız yaş alan insanları mesela babaanne, anneanne diye hitap etmek ne demek? 60 yasinda birisiyle konuşuyorsanız, onlara bakıp neden teyze, amca diye nasil hitap ederiz? Bunlar çok hassasiyet isteyen kavramlar. Mesela yeni tanıdığınız birisine merhaba anne, merhaba büyükbaba diye hitap etmemiz karşı tarafın yaşı ileri dahi olsa anneanne veya babaanne olmak istemiş ama bundan yoksun olmuş bir bireyi kırmaz mı?
Onun kalan hayatının nasıl olması gerektiğine biz karar veremeyiz! İletişim açısından bence etik olmayan bir yoldur. Bunu samimiyet gibi bile düşünseniz insan hayatının hassasiyetine hürmet etmemiz gerekmez mi?
Peki İş hayatinda ne oluyor?
Ücretli çalışmanın yanı sıra gönüllülük de dahil olmak üzere işgücüne önemli katkılarda bulunurlar ve topluma yapılan bu katkılar bir lüks değil, bir kaynaktır.
Yaştan bağımsız olarak tüm çalışanlara eşit muamelenin özünü anlamak, yalnızca ortak amaç, bilgi ve becerilerin önemli olduğu açık ve arkadaş canlısı bir ekip oluşturma başarının garantisidir.
Bir kuruluşun çeşitliliği ve farklılığı kabul etmeye odaklanan eylemleri ne kadar çok olursa, etik olmayan davranışların ortaya çıkma olasılığı o kadar az olur.
İşyerinde herhangi bir yaş ayrımcılığının, emekliliğe hak kazanmadan önce işlerini kaybetme korkusundan ve yeni iş bulmanın zorluğundan kaynaklanan, çalışanlar için kronik bir stres nedeni olduğunu unutmayın. Ayrıca stres, çalışma ortamını ve kişilerarası ilişkileri olumsuz yönde etkileyen ciddi sağlık, psikolojik ve sosyal sonuçlarla ilişkilidir.
İş yerinde yaş çeşitliliğinin faydaları
Giderek artan sayıda araştırmacı ve yazar, kuşak farklılıkları fikrini bir eksi değil, bir artı olarak normalleştiriyor.
Birkaç avantaja bir göz atalım.
Yaş çeşitliliğine sahip ekipler daha iyi sonuçlar üretebilir. Araştırmalar sürekli olarak, cinsiyet ve kültürel çeşitliliği içeren ekiplerin, bu tür bir çeşitliliğe sahip olmayan ekiplerden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Farklı kimliklere ve geçmişlere sahip insanların , müşteriler veya diğer kitlelerle bağlantı kurmak için farklı bakış açıları, fikirler ve yollar getirdiğini ve çeşitliliğin daha iyi sonuçlara katkıda bulunduğunu anlamak kolaydır. Aynı şey, yaş çeşitliliği konusunda giderek daha fazla kabul görmektedir, çünkü yaşlı ve genç insanlar genellikle farklı ancak tamamlayıcı becerilere ve sorunlara yaklaşma yollarına sahiptir.
Örnek: Yapılan araştırmalara göre 20'li ve 30'lu yaşlarındaki gençler tipik olarak, geçmişten gelen herhangi bir bilgiden bağımsız olarak yeni sorunları analiz etme, yenilik yapma ve çözme yeteneği olan "akışkan zeka" olarak adlandırılan bir tür zekaya sahiptir.
Orta yaş ve ötesindeki insanlar genellikle zaman içinde biriktirdiğimiz bilgi, gerçek ve deneyimleri özetleyen daha fazla bilgiye sahiptir. Karmaşık fikirleri sentezleme ve ne anlama geldiklerini anlama konusunda daha büyük bir yetenek olarak ortaya çıkar ve bu "kristalize zeka" olarak adlandırılır.
Hem akışkan hem de kristalize zekadan yararlanabilen ekipler büyük avantajlara sahiptir. From Strength to Strength (Güçten Kuvvete) kitabının yazarı Harvard Profesörü Arthur Brooks bunu şu şekilde özetliyor: "Genç bir yetişkin olarak sorunları hızlı bir şekilde çözebilirsiniz; Yaşlandıkça, hangi sorunların çözülmeye değer olduğunu bilirsiniz."
- Yaş çeşitliliğine sahip işyeri arkadaşlıkları, sosyal sermaye oluşturarak ve nesiller arası çatışmayı etkisiz hale getirerek iş performansını da güçlendirebilir.
- Yaşlı iş arkadaşlarıyla bağlantı kurmak yaş ayrımcılığını azaltabilir. Araştırmalar, nesiller arası sık temasın yaş önyargılarını azaltabileceğini gösteriyor.
- İşyerindeki yaş farklılıkları, farklı bakış açıları, deneyimler ve beceriler getirerek değer üretebilir, bu da daha fazla inovasyona, daha iyi problem çözmeye, daha iyi işbirliğine ve pazarın daha kapsamlı bir şekilde anlaşılmasına yol açabilir, genç çalışanlar yeni fikirler sunar ve yaşlı çalışanlar yerleşik uzmanlık ve bilgi paylaşımına katkıda bulunur.
Yaş önyargısından kurtulalım, birbirimizle çalışanlar olarak fikirlerimizi paylaşalım. Kimse hayatın ne kadar süreceğini bilemez. Ama...
Insan olarak hayatımızı ileri doğru, güzel amaçlarla devam edersek, hangi yaş olursa olsun, sonuna kadar kendimizi değerli hisseder ve daha sağlıklı yaşayabiliriz.
Yapabiliriz....Ön yargıları silebilir ve empati dediğimiz en önemli ve hassas konuyu sahiplenebiliriz.
Coşkulu, sağlıklı, devamlı bir amaca odaklanan, insan hayatına dokunan, empati kuran, yaşı ne olursa olsun, her bireye gönülden teşekkürler!
Bu, birlik demektir, birlik olmak da insanlığın önemli bir gücüdür!
Gail Onat
Avrupa Birliğine gore, "2000 yılından bu yana, toplam işgücü arzındaki artışın yüzde doksan sekizi, elli beş ile yetmiş dört arasındaki insanlardan geldi."